Yukarıdakı fotoğrafta hackerların çeşitli API’ları kullanarak giriştikleri yaratıcılık serüvenlerinden bir kare görüyoruz.
Bu yazıda, Türkiye’de eksikliğini çektiğimiz gerçek anlamdaki “hacker” kültürünün ham maddesi olan açık veri ve API’ların, yazılım endüstrisi açısından neden hayati bir öneme sahip olduğunu açıklamaya çalışacağım.
API’ın tanımını şöyle basitleştirebiliriz; bir programın, diğer programlarla iletişim kurmak amacıyla ortaya çıkardığı bir arayüzdür. Bu arayüz sayesinde, -herhangi bir seremoniye gerek kalmadan- dilediğimiz sitedeki bir veriyi kullanarak yeni bir uygulama yaratabiliruz. Başka bir API ile birleştirip, yepyeni bir ürün bile geliştirebiliriz.
Web uygulamalarında Public (Herkese açık) API’lar üç nedenle gereklidir;
Benim bu yazıda değineceğim madde ise, birinci madde. Bu maddeyi biraz daha açmak gerekirse, API’lar şirketlerin ekonomisinin gençlerin fikirleri ve enerjisiyle (dolayısıyla da hayatın kendisiyle!) daha sağlam bağlar kurmasını ve sürekli olarak yeni fikirlerin düşük maliyetle denendiği yaratıcı süreçlerin döngüsünü sağlar.
Somut bir örnek olarak, müzik dinleme servisi olan Rdio’nun API’ını kullanarak yaptığım bir jimnastik uygulamasını ele alalım: 7min.io
Bu uygulama ile Rdio kullanıcıları kendi jimnastik playlistlerini oluşturarak, seçtikleri müziklerin sırayla egzersize göre değişmesini sağlıyorlar.
7min.io gibi binlerce “third party” uygulama, Rdio’nun API’ını kullanarak birkaç saatte bootstrap edilip paylaşılabiliyor.
Buradaki ekonomik güç, şirketin çok dinamik ve gençlerin eğlenerek üretimin bir parçası olacakları kaotik bir pazarı aktif hale getirmek.
Üretken bir topluluğu şirketinizin arkasına almak, ürününüzü çok daha güçlendirecektir.
Devletlerin yazılım endüstrisinde pek parlak işler çıkarmadığı sanırım herkesin gözlemlediği bir durumdur. Bunun üç ana nedeni var;
ABD’da bu eksiklikler “Code for America” adlı, hackerların doğrudan devletin yazılım sürecine dahil edilip, devlet uygulamaları geliştirmesini sağlayan organizasyonla gideriliyor.
Bu organizasyonun internet sitesine girdiğinizde gözünüze çarpan sayfalardan biri de, “Embrace Open Data”, yani “Açık Veriyi Destekleyin” olacaktır.
Zira Code For America’daki hem mühendisler, hem de devletin kendisi, devletin yazılım sektöründe rekabetçi rolünde olmasından ziyade, ellerindeki verinin halka açılıp, insanların kendi uygulamalarını geliştirmesinden yana.
Bu çalışmalara örnek olarak Oakland şehrinin açık veri sitesini gösterebiliriz; data.openoakland.org
Bir diğer önemli örnek de, geçen ay grev yapan BART (San Francisco’da Metro’nun tuhaf isimlendirilişi) çalışanlarının gelirlerininin, bir Shirley Wu tarafından görselleştirilmesi; sxywu.github.io/80k
Bu noktada data formatlarının geliştiriciyi limitlediği dikkatinizi çekebilir. Code For America’ya önemli katkılarda bulunan Max Ogden’in Dat projesi gelecekte Open Oakland’daki gibi dataların, JSON vb. diğer formatlarda kolayca paylaşılmasını sağlayacak.
Türkiye’de de açık veriyi devletten talep etmemiz ve Dat gibi projeleri yakından takip ederek, katkıda bulunarak, hayatımıza entegre etmemiz gerekiyor.
Güçlü bir yazılım endüstrisi için hayatla sıkı bağlar kurabilen yazılımlara ve açık marketlere ihtiyacımız var. Şirketlerin ve devletin bu konuda dikkatinin nasıl çekileceğine emin değilim, ama onları beklememiz gerekmiyor. Başlangıç noktası olarak kendi API serverlarımızı kurup yayınlayabiliriz.